Benim Dünyam...

Merhaba, Günlük tutanlar vardır hani, yıllar sonra okur anılara dalar, bazen sevinir bazen üzülürler. Ben bunu hiç yapmadım. Ama düşündüm de neden olmasın.... Benim de okuduğumda derinlere dalacağım anılarım olsa fena mı olur? hele insan otuzuna gelince daha bir geçmişi özlüyor.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İstanbul, Türkiye

Kimim ben ? Bilmem ki. adım Ülkem. Hayatı yaşadıkça öğrenen, her gün bir yaşa daha basan biriyim işte. Hayat süprizlerle doluymuş yaşadıkça gördüm. Hayatın herkese sadece hoş suprizler sunmasını diliyorum.

17 Mart 2006

Arıza çıkartmak/mız olmak biz kadınların kaderi mi ?

Kadınlar ahhh şu kadınlar.
Kuzuşiş, sitesinde kadınların mız halinden bahsediyor.
(merak edenler sitede 7 Mart 2006 tarih ve "arıza çıkartmak ya da mız" başlıklı yazıyı okuyabilirler : http://www.skinlesschild.blogspot.com/ )

Yahu bu görüşe katılmamak naaa mümkün. Kuzuşiş soruyor sitesinde: hiç durup dururken kavga çıkartmak istiyormusun diye :) utanarak sıkılarak ama itiraf edebilmenin gururunu yaşayarak EVVETTT diyorum. Evet bazen yarı depresif bir ruh hali ile ( bazen mi :)) kıh kıh şuna sıklıkla desek? ) canım kavga çıkartmak istiyor ve bundan mazoşist bir zevk de alıyorum.

Ama valla, gerçekten bakın inanın ki, biz kadınlar mız yapmak için özel bir çaba sarfetmiyoruz. Bu bizim doğamızda var. Bir şeyler çok iyi gidiyorken, bir iç ses çıkıp bizi ele geçiriyor ve arıza çıkartmak üzere beynimizi programlıyor, herşey olup bittikten sonra kendimize geldiğimizde , dank ediyor ve "ben ne yaptımmm" diye pişmanları oynuyoruz. Ama iş işten geçmiş gitmiş oluyor.

Dün, günlerdir görmediğim ve çok özlediğim anneanneme gittim. İstanbul'un her tarafında kazı yapılan delik dolu yollarında taksi ve minibüs şoförleri ile boğuşurken yanı başımda kornasına sonuna kadar basarak adeta kıyameti kopartan bir kadın şoför ile karşı karşıya geldim. Aman allahım bu ne şiddet bu celal yarabbim gören çok muhterem hanımefendinin ayağına falan bastık zannedecek. halbuki yaptığım tek şey önüne geçmek. Sen misin bana korna çalan dedim pardon ben demedim içimdeki arıza hali dedi :). çektim önüne tam arabasan inip arıza çıkartacaktım ki, birden durdum, yolun ortasında kapattım kontağı, döndüm arkama ve onu izlemeye başladım. Allahım bu ne kızgınlık, arabanın içinden bana ne söylemler anlatamam. Anlatamam çünkü duymadım:))). Eh o arabasının içinde ben arabamın içindeyim duymam imkansız ama yüz ifadesi ve dudak hareketlerinden pek de keyifli olmadığı ortada. Bir süre öylece ona baktım sonra kendime geldiğimde ona gülümseyerek arabayı çalıştırıp yoluma devam ettim. Hayatımda ilk defa böyle bir tepkiye pasif kalarak karşı tarafın deşarj olmasını beklemeyi tercih ettim. Oldukça da keyif aldım :)) sonra kendime şu soruyu sordum: Acaba biz kadınlar, arıza yapma güdümüzü kontrol edebilme gücüne sahip olabilir miyiz ki ?

04 Mart 2006

Bir müjdem var size...


Uzun upuzuun bir aradan sonra tekrar merhaba. Bir süre yazamadım, yazacak bir şey bulamadığımdan değil elbet, yazmak istemediğimden.... Bugünlerde iş yoğunluğu günlük koşturmaca ile geçiyor günler.

Bu koşturmaca içinde bir müjde vermeden geçemeyeceğim kara kışı sevmeyenlere... Mimozalar, evet sapsarı mis kokulu mimozalar görmeye başladım yollarda, çiçekçilerin sepetlerinde.
Mis kokulu bu çiçekler baharın müjdeleyicisi benim için. Annemden gelme bir gelenek bu bendeki mimoza sevgisi. Bahar dendi mi mutlaka gözüm ağaçlarda olur. Gerçi istanbul sokaklarında, caddelerinde çok zordur rastlamak ama en azından çiçekçilerin sepetlerinde karşılar bizi o güzelim mimozalar. Her bahar mutlaka alır evime, işyerimde odama koyarım, canlısı ayrı güzel kokar, kurusu ayrı güzelliktedir bu doğa harikası çiçeklerin. Hepinize kucak dolusu çiçekler ve sımsıcak mutlu günler dilerim....

free web tracker