Gecenin geçici zaferi
Bu sabah uyandığımda bir an sabahın henüz uyanmadığını farkettim. Evet bir sene aradan sonra yine bu sabah fark ettim birden, geceler yine hakimdi günümüze. Uyandığımda gün ışımamış, gece hala gizemi ile örtüyordu çevreyi. Hiç yataktan kalkasım gelmedi, keşke saat çalmasaydı keşke saat 06:30 olmasaydı... daha güne hazır hissetmeden kendimi gece bastırıverecekti gene hemen... Malum, kısa günler uzun geceler mevsimindeydik artık.
Hepimizin yakın takipçisi olduğu "havayı koklayan adam" halbuki kaç günlerdir kış geldi geliyor diye uyarıyordu. O her ne kadar soğuk havayı kastediyor olsa da soğuk günler, aynı zamanda uzun ve karanlık gecelerin habercisiydi de.
Yukarıdaki satırlarıma bir göz atınca, birden romantik geldi gözüme uzun ve karanlık geceler; Dışarıda soğuk var yanınızda sevgiliniz, ( kocam hala benim sevgilim aynı zamanda)(evlilik aşkı öldürüyor diyenlere duyurulur) elinizde bir kupa sıcak kahve ve tabii ki bir dilim çikolatalı pasta :)) hmmmm. pencerede can-ı güzel bir İstanbul manzarası, gecenin karanlığında yeryüzünde ışıl ışıl yıldızlar, güzel anıların paylaşıldığı cilveli bir akşam.....
..... bu büyülü an tanıdık bir ses "acı fren sesi"ile bozulur. Yağan yağmur her zamanki gibi İstanbul trafiğini kabusa döndürmüştür, işinden çıkan yorgun insanlar evlerine gitmenin derdi ile koştururken dikkatsiz bir sürücü yerdeki çıukurlardan, ve su birikintilerinden kaçmak istemiş ama yaptığı kaza ile zaten kaos olan trafiğin, iyice kitlenmesine sebep olmuştur.
İşte soğuk, uzun ve karanlık geceler yani "kış ayı" İstanbul'da yağmur, çamur, trafik, kaos.....demektir. Neyseki az kaldı bahara, şunun şurasında 1 hafta sonra günler uzamaya başlayacak, gecenin zaferi yerini gündüzün hakimiyetine bırakacak.
Derim ki, siz siz olun :)) yazın habercisi olan uzun günlerin gelmesi ile, İstanubul'da kabus biter demeyin, sıcak, yapış yapış, nemli ve sivri sineklerin cirit attığı geceleri hatırlamak için de acele etmeyin ..:)))))
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home